Tapu sicilinin tutulmasının bir zarar yarattığı durumlarda oluşan zararlardan devlet sorumlu olacaktır. Kanun koyucu TMK. m.1007’de bunu açıkça belirtmiştir. Bu esasa dayanan davalarda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Numaralı protokol m.1’i de dayanak olarak göstermek mümkündür.
Tapu
sicilinin tutulmasından doğan zararlardaki devletin sorumluluğu bir kusursuz
sorumluluk halidir. Devletin herhangi bir kusuru olmasa dahi bu zarardan
sorumlu olacaktır. Sadece devletin sorumluluğu için tapu sicilinin tutulmasında
bir hukuka aykırılık bulunması ve zararın da bunun sonucunda ortaya çıkması
gerekmektedir.
Sorumluluğun Şartları:
-
Bir Zarar Doğmuş Olmalıdır.
Devletin
sorumluluğunun doğması için tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bir zararın
doğmuş olması gerekmektedir. Bu yüzden herhangi bir zarar bulunmadıkça devletin
sorumluluğu da söz konusu olmayacaktır.
-
Zararın Tapu Sicilinin Hukuka Aykırı
Bir Şekilde Tutulmasından Doğması Gerekmektedir
Devlet,
tapu sicilinin tutulması ile ilgili olmayan zararlardan sorumlu olmayacaktır.
Tapu
sicilinin kuruluş safhasındaki işlemlerden doğan zararlardan devletin sorumlu
olup olmayacağı hususu tartışmalı olup yüksek yargı daha önceki kararlarında
kadastro işlemlerindeki hukuka aykırılıkları TMK. m.1007 kapsamında görmezken,
son zamanlardaki kararlarında tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki bütün
işlemlerden (kadastro işlemleri, tapu işlemleri) devletin sorumlu
olduğuna karar vermektedir.
Uygulanacak Esaslar ve
Rücu:
Devletin
sorumluluğuna ilişkin davalar TMK. m.1007/3 uyarınca tapu sicilinin bulunduğu
yer mahkemesinde görülür. Zarara doğmasına sebep olan başka sorumlular varsa
TBK. m.61 uyarınca müteselsil sorumluluk hali mümkün olabilmektedir. Bu esasa
ilişkin davalarda zamanaşımı olarak TBK. m.72 uygulanmaktadır.
Esasa
ilişkin zarar, memurun kusurundan kaynaklı ise devlet ödediği tazminat için o
memura rücu hakkına sahiptir (TMK.m.1007/2). Zarara uğrayan tarafın doğrudan
doğruya kusurlu memurdan tazminat istemesi Anayasanın 129. maddesi ve Devlet
Memurları Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca mümkün değildir. Devletin kusursuz
sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemelerden bahisle ihmali bulunan personel
aleyhine başlatılacak rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren iki yıl, her
halde zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren on yılın
geçmesiyle zamanaşımına uğrayacaktır. Memurun kusuru, ağır kusur ise bu durumda
TBK. m.73 saklı tutulmaktadır.
Stj. Av.
Batuhan Berk MAZLUM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.