Yapı değerinin açıkça arazi değerinden yüksek olduğu durumlarda iyi niyetli taraf TMK m. 724’e göre uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre TMK m. 724’ün uygulanabilmesi için 3 ana koşul ve 1 ek koşul aranmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.02.2010 tarih
2010/29 E., 2010/66 K. sayılı kararında bu koşullar sayılmaktadır. Genel
hükümlere göre “yapı”nın üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü haline
geldiği ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olduğu kabul edilse de, arazideki
yapılar ile ilgili özel düzenleme bulunmaktadır (TMK m.722 – m. 724).
Dolayısıyla yapı değerinin arazi değerinden yüksek olduğu durumlarda özel
hükümlere göre değerlendirme yapmak gerekmektedir. Malzeme sahibinin TMK m.
724’e dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi için gerekli koşullar aşağıda
sıralanmaktadır:
1- Malzeme sahibinin iyi niyetli olması
Taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi
için öncelikle malzeme sahibinin inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana
kadar iyi niyetli olduğunun kabulü gerekmektedir. İyi niyetten kasıt malzeme
sahibinin el attığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesi, kendisinden
beklenen dikkat ve özen göstermesine rağmen bilebilecek durumda olmaması yahut
yapıyı inşa etmekte haklı bir sebebinin bulunmasıdır. TMK m. 724’e dayanılarak
açılan tescil talepli davalarda iyi niyetin varlığı mahkemece re’sen araştırılacaktır.
Yapı sahibinin iyi niyet koşulunu sağlamadığı durumlarda diğer koşulların
gerçekleşip gerçekleşmediğine dair değerlendirme yapılmasına gerek
bulunmamaktadır.
2-
Yapının değerinin arazi değerinden açıkça
fazla olması
Yapının
değerinin arazi değerinden açıkça fazla olduğu kolayca anlaşılmalıdır. Bu koşul
dava tarihine ve objektif esaslara göre belirlenecektir. İnşaatın kapsadığı
alanın bölünmesi mümkün ise arazi değeri yalnız bölünebilen kısma göre, bölünemiyorsa
arazinin tamamının değerine göre bulunmalıdır.
3- Malzeme sahibinin arazi malikine uygun bir bedel
ödemesi
Arazinin
malikine ödenecek uygun bedel genellikle yapı için gerekli olan arazi
miktarının dava tarihindeki gerçek değeri olarak kabul edilmektedir. Taşınmazın
bir kısmının devredilmesi sonucu devredilmeyen kısmın değeri düşecekse bedel taşınmaza
bağlı öteki zararlar da göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun olarak
hesaplanmalı, iptale konu zemin bedeli arsa sahibine ödenmek üzere depo
ettirilmeli, önceden ödenmiş olan bir bedel var ise bu miktar ödenecek bedelden
mahsup edilmelidir.
4- (Ek
koşul) Yapının bulunduğu arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının mümkün
olması gerekliliği
Yukarıda sayılan üç ana koşulun yanında, yapının
bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise
tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını
kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana
taşınmazdan ifrazının (bölünmesinin) mümkün olması gerekmektedir.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre TMK m. 724
uyarınca açılan tescil talepli davalarda dava konusu yapının yıkılmasının fahiş
zarar doğurup doğurmayacağı bilirkişi raporu ve diğer deliller değerlendirmek
suretiyle belirlenecek, fahiş zararın oluşacağı kanaatine varılırsa taşınmaz
maliklerine yapıyı temellük etmek isteyip istemedikleri sorulacak, temellük
etmek isterlerse mahkemece belirlenecek bedelin depo edilmesi için süre verilecek,
bedelin depo edilmemesi halinde de kademeli olarak tarafların ileri sürdükleri
istemleri dikkate alınarak karar verilecektir.
Stj. Av. Dilara TURFANDA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.