9 Haziran 2024 Pazar

BEDENSEL ZARARLARDA MANEVİ TAZMİNAT DAVALARI

Manevi tazminat Türk Borçlar Kanunun 56.maddesinde düzenlenmiş olup manevi tazminatın belirlenmesinde maddi tazminat gibi matematiksel bir hesaplama yapılmamaktadır. Dolayısıyla manevi tazminatın belirlenmesinde hâkime takdir yetkisi verilmiş, hâkim her somut olayın özelliklerini dikkate alarak manevi tazminatı belirleyecektir. Bugünkü yazımızda TBK’nın 56.maddesine göre bedensel bütünlüğün ihlali halinde doğan manevi tazminat davalarından kısaca bahsedeceğiz.

TAŞIYICININ BAGAJDAN DOĞAN SORUMLULUĞU

Bagajdan doğan sorumluluğun yasal dayanağı TTK m.912’de “Yolcu, bagajı ile el bagajı için, aksine sözleşme yoksa, ayrı ücret ödemez. Taşıyıcı, yolcunun eşyasının zıyaından veya hasara uğramasından Kanunun 875 ila 886’ncı maddeleri uyarınca sorumludur.” Bulunmaktadır.

İlgili bu hüküm eşya taşımaya ilişkin hükümlerinin bagaj için de geçerli olacağı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla yolcunun bagajına gelen zararlarda sorumluluk, sorumluluktan kurtulma, sorumluluk sınırı ve sınırsız sorumluluk hususları bu hükümlere bağlı olacaktır. Zaten bagaj taşıması, yolcu taşıması sözleşmesinin içinde yer alan bir yan edim hükümlülüğüdür.

MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ DAVASI

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası genel olarak gayrimenkul hukukunda karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu bu dava, bir taşınmazın kim adına kayıtlı olduğunun belirlenmesi amacıyla açılır. Bu dava bir taşınmazın mülkiyeti konusunda bir ihtilaf varsa onun giderilmesi için kullanılır.

Muhdesat, TMK m.724 ve TMK m.729 çerçevesinde bir taşınmaz üzerinde bulunan inşaat, bağ-bahçe, bitki gibi şeyler anlamına gelir. Bunlar, kalıcı olarak oluşturulmuş ve tamamlayıcı nitelikte eserlerdir.

TCK m.123/A ISRARLI TAKİP SUÇU

Israrlı takip; “musallat olma veya dadanma” olarak, diğer bir ifade ile bir kişiyi rızası olmadan, sürekli olarak gözetlemek şeklinde tanımlanabilir. Suç boyutuyla ise failin; mağdurun güvenliğini tehdit ederek, kasıtlı, kötü niyetli, sürekli olarak devam eden eylemiyle, iç huzurunu bozması olarak açıklanabilir. Hukuken bu kavram, yalnızca mağdurun fiziki takibi şeklinde anlaşılmamalıdır. Zira kavram, farklı hukuk disiplinlerinde farklı şekillerde ifade edilebilmektedir.

SÖZLEŞME DEVRİ, ALACAĞIN TEMLİKİ VE BORCUN ÜSTLENİLMESİ

Bu haftaki yazımızda bir borç ilişkisindeki taraflarla ilgili olan değişiklik türlerinden bazıları üzerinde duracağız.

      Öncelikli olarak sözleşmenin devri hususunu ele alalım. TBK m. 205/1’de “Sözleşmenin devri, sözleşmeyi devralan ile devreden ve sözleşmede kalan taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleşmeden doğan taraf olma sıfatı ile birlikte bütün hak ve borçlarını devralana geçiren bir anlaşmadır.” tanımı yapılarak açıklanmıştır. Devre konu olan sözleşmenin geçerli olabilmesi için devredilen sözleşmenin şekil şartları önem arz etmektedir.