9 Haziran 2024 Pazar

BEDENSEL ZARARLARDA MANEVİ TAZMİNAT DAVALARI

Manevi tazminat Türk Borçlar Kanunun 56.maddesinde düzenlenmiş olup manevi tazminatın belirlenmesinde maddi tazminat gibi matematiksel bir hesaplama yapılmamaktadır. Dolayısıyla manevi tazminatın belirlenmesinde hâkime takdir yetkisi verilmiş, hâkim her somut olayın özelliklerini dikkate alarak manevi tazminatı belirleyecektir. Bugünkü yazımızda TBK’nın 56.maddesine göre bedensel bütünlüğün ihlali halinde doğan manevi tazminat davalarından kısaca bahsedeceğiz.

    A.    Bedensel Zararlardan Doğan Manevi Tazminatın Koşulları

Türk Borçlar Kanunun 56. maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde olup madde metninden de anlaşılacağı üzere manevi tazminat talep edilebilmesi için talep eden kişinin bedensel bütünlüğünün ihlal edilmiş olması gerekmektedir. Bedensel bütünlüğün ihlali, kişinin beden bütünlüğünün yanı sıra ruhsal bütünlüğünün ihlalini de ifade etmektedir. Bedensel bütünlük kişinin bedeni ve bedenini oluşturan organ ve dokularda meydana gelir. Bedensel bütünlüğün ihlali ruhsal bütünlüğün ihlali şeklinde de ortaya çıkabilir. Kural olarak, ruhsal bütünlüğün ihlal edildiği hallerde, fiziki olarak kişinin bedeninde yapısal bir değişiklik meydana gelmez. Daha çok zarar görenin irade, zekâ, duygu, karar alma gibi yeteneklerinde, değişiklikler ortaya çıkar. Yine manevi tazminata hükmedilebilmesi için bedensel bütünlüğün yanı sıra manevi zararın da ortaya çıkması gerekmektedir.

Her ne kadar manevi tazminatın belirlenmesinde maddi tazminatta olduğu gibi matematiksel bir hesaplama söz konusu olmasa dahi manevi tazminatın belirlenmesinde hâkimin göz önünde bulundurduğu belli başlı hususlar bulunmaktadır.

    B.     Manevi Tazminatın Belirlenmesi

 

    1-      Kusur Şartı Olmaması Ancak Kusurun Manevi Tazminatın Belirlenmesinde Etkisi Olması

Manevi tazminata hükmedilebilmesi için Türk Borçlar Kanunun 56.maddesinde kusur şartı aranmamıştır. Zira kusur sorumluluğunun yanı sıra kusursuz sorumluluk hallerinde de manevi tazminata hükmedilebilmektedir. Ancak kusur her ne kadar manevi tazminata hükmedilebilmesi için şart olmasa dahi kusurun manevi tazminatın belirlenmesinde etkisi bulunmaktadır. Nitekim Yargıtay’ın 22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kusurun tazminat miktarı üzerinde etkisi olduğu açıkça vurgulanmıştır.   

    2-      Zarar Görenin Kusurunun Manevi Tazminatın Belirlenmesinde Etkisi        

Yargıtay zarar görenin kendi kusuruna dayanarak manevi tazminat talebinde bulunamayacağı ancak somut duruma göre gerekiyorsa hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilebileceği görüşündedir.                                                                                 

    3-      Manevi Tazminatın Belirlenmesinde Hâkime Takdir Yetkisi Verilmesi

Manevi tazminat, maddi tazminat gibi somut veriler üzerinde hesaplanabilir bir tazminat türü olmadığı için TBK m.56 manevi tazminatın belirlenmesinde hâkime takdir yetkisi vermektedir. Hâkime takdir yetkisi verilmesinde amaç; hâkimin somut olayın özelliklerine göre toplumun ihtiyaçlarına ve toplumun değişen özelliklerine göre manevi tazminata hükmetmesidir.

    4-      Manevi Tazminat Miktarı Belirlenirken Esas Alınacak Özelikler

 

4.1  Manevi zararın ağırlığı

Manevi tazminatın miktarı belirlenirken hâkimin göz önünde bulunduracağı en önemli olgulardan biri manevi zararın zarar gören üzerinde yarattığı etkidir. Bedensel bütünlüğün ihlali halinde manevi zararın ağırlığı, şiddeti, süresi, ihlalin türü ve söz konusu ihlalin zarar gören üzerindeki olumsuz fiziksel ve psikolojik etkisi birlikte düşünülerek tespit edilir. Kısacası zarar görenin söz konusu olay meydana gelmeseydi hissetmeyeceği tüm fiziksel ve ruhsal ıstıraplar göz önünde bulundurulacaktır. Bedensel bütünlüğün ihlali halinde manevi tazminat miktarının belirlenmesinde iyileşme süreci önemli bir faktördür. İyileşme sürecinin yanında, ihlalin sürekli olup olmaması da önemli bir faktördür. Kısacası maddi tazminata etkisi olan, iyileşme süreci, kişinin yaşı, kişide kalıcı bir etki olup olmaması gibi hususlar manevi tazminatı belirlerken de etki göstermektedir.

4.2  Zarar verene ilişkin faktörler

Manevi tazminat belirlenirken zarar verenin kusur durumu göz önünde bulundurulmaktadır. Söz konusu olayın meydana gelmesinde zarara verinin kusurunun ağır veya hafif olmasına göre manevi tazminat belirlenecektir. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere manevi tazminat için zarar verinin kusurlu olması şart değildir ancak tazminatın belirlenmesinde önemli bir faktördür. Yine zarar görenin ekonomik durumu da tazminatın belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken bir diğer husustur.  Her ne kadar zarar verenin ekonomik durumu doğrudan manevi tazminatın belirlenmesinde etkili olmasa dahi hâkim zarar verini yoksulluğa düşürmeyecek şekilde manevi tazminatı belirleyecektir.

4.3  Zarar görene ilişkin faktörler

Zarar görenin söz konusu olayın gerçekleşmesindeki kendi kusuru olup olmaması, yaşı, cinsiyeti, mesleği, statüsü ve bedensel yatkınlığı manevi tazminatın belirlenmesinde etki eden bir diğer faktörlerdendir.

    5-      Paranın Satın Alma Gücü

Yargıtay yerleşik içtihatlarında, manevi tazminatın tatmin duygusunu yaratacak tutarda olmasının yanı sıra o dönemdeki şartlar ile paranın alım gücü ve değerini de manevi tazminatı belirlerken dikkate almaktadır.

                                                                                                          Stj. Av. Gülsüm ESER 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.