Manevi tazminat Türk Borçlar Kanunun 56.maddesinde düzenlenmiş olup manevi tazminatın belirlenmesinde maddi tazminat gibi matematiksel bir hesaplama yapılmamaktadır. Dolayısıyla manevi tazminatın belirlenmesinde hâkime takdir yetkisi verilmiş, hâkim her somut olayın özelliklerini dikkate alarak manevi tazminatı belirleyecektir. Bugünkü yazımızda TBK’nın 56.maddesine göre bedensel bütünlüğün ihlali halinde doğan manevi tazminat davalarından kısaca bahsedeceğiz.
A. Bedensel Zararlardan Doğan Manevi
Tazminatın Koşulları
Türk
Borçlar Kanunun 56. maddesi “Hâkim, bir
kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz
önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak
ödenmesine karar verebilir.” şeklinde olup madde metninden de anlaşılacağı
üzere manevi tazminat talep edilebilmesi için talep eden kişinin bedensel
bütünlüğünün ihlal edilmiş olması gerekmektedir. Bedensel bütünlüğün ihlali, kişinin
beden bütünlüğünün yanı sıra ruhsal bütünlüğünün ihlalini de ifade etmektedir. Bedensel
bütünlük kişinin bedeni ve bedenini oluşturan organ ve dokularda meydana gelir.
Bedensel bütünlüğün ihlali ruhsal bütünlüğün ihlali şeklinde de ortaya
çıkabilir. Kural olarak, ruhsal bütünlüğün ihlal edildiği hallerde, fiziki
olarak kişinin bedeninde yapısal bir değişiklik meydana gelmez. Daha çok zarar
görenin irade, zekâ, duygu, karar alma gibi yeteneklerinde, değişiklikler
ortaya çıkar. Yine manevi tazminata hükmedilebilmesi için bedensel bütünlüğün
yanı sıra manevi zararın da ortaya çıkması gerekmektedir.
Her
ne kadar manevi tazminatın belirlenmesinde maddi tazminatta olduğu gibi
matematiksel bir hesaplama söz konusu olmasa dahi manevi tazminatın
belirlenmesinde hâkimin göz önünde bulundurduğu belli başlı hususlar
bulunmaktadır.
B. Manevi Tazminatın Belirlenmesi
1- Kusur Şartı Olmaması Ancak Kusurun Manevi
Tazminatın Belirlenmesinde Etkisi Olması
Manevi
tazminata hükmedilebilmesi için Türk Borçlar Kanunun 56.maddesinde kusur şartı
aranmamıştır. Zira kusur sorumluluğunun yanı sıra kusursuz sorumluluk
hallerinde de manevi tazminata hükmedilebilmektedir. Ancak kusur her ne kadar manevi
tazminata hükmedilebilmesi için şart olmasa dahi kusurun manevi tazminatın
belirlenmesinde etkisi bulunmaktadır. Nitekim Yargıtay’ın 22.06.1966 gün ve 7/7
sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kusurun tazminat miktarı üzerinde etkisi
olduğu açıkça vurgulanmıştır.
2- Zarar Görenin Kusurunun Manevi
Tazminatın Belirlenmesinde Etkisi
Yargıtay
zarar görenin kendi kusuruna dayanarak manevi tazminat talebinde bulunamayacağı
ancak somut duruma göre gerekiyorsa hakkaniyete uygun manevi tazminata
hükmedilebileceği görüşündedir.
3- Manevi Tazminatın Belirlenmesinde
Hâkime Takdir Yetkisi Verilmesi
Manevi
tazminat, maddi tazminat gibi somut veriler üzerinde hesaplanabilir bir
tazminat türü olmadığı için TBK m.56 manevi tazminatın belirlenmesinde hâkime
takdir yetkisi vermektedir. Hâkime takdir yetkisi verilmesinde amaç; hâkimin
somut olayın özelliklerine göre toplumun ihtiyaçlarına ve toplumun değişen
özelliklerine göre manevi tazminata hükmetmesidir.
4- Manevi Tazminat Miktarı Belirlenirken
Esas Alınacak Özelikler
4.1 Manevi zararın ağırlığı
Manevi
tazminatın miktarı belirlenirken hâkimin göz önünde bulunduracağı en önemli
olgulardan biri manevi zararın zarar gören üzerinde yarattığı etkidir. Bedensel
bütünlüğün ihlali halinde manevi zararın ağırlığı, şiddeti, süresi, ihlalin
türü ve söz konusu ihlalin zarar gören üzerindeki olumsuz fiziksel ve
psikolojik etkisi birlikte düşünülerek tespit edilir. Kısacası zarar görenin
söz konusu olay meydana gelmeseydi hissetmeyeceği tüm fiziksel ve ruhsal
ıstıraplar göz önünde bulundurulacaktır. Bedensel bütünlüğün ihlali halinde
manevi tazminat miktarının belirlenmesinde iyileşme süreci önemli bir
faktördür. İyileşme sürecinin yanında, ihlalin sürekli olup olmaması da önemli
bir faktördür. Kısacası maddi tazminata etkisi olan, iyileşme süreci, kişinin
yaşı, kişide kalıcı bir etki olup olmaması gibi hususlar manevi tazminatı
belirlerken de etki göstermektedir.
4.2 Zarar verene ilişkin faktörler
Manevi
tazminat belirlenirken zarar verenin kusur durumu göz önünde
bulundurulmaktadır. Söz konusu olayın meydana gelmesinde zarara verinin
kusurunun ağır veya hafif olmasına göre manevi tazminat belirlenecektir.
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere manevi tazminat için zarar verinin kusurlu
olması şart değildir ancak tazminatın belirlenmesinde önemli bir faktördür. Yine
zarar görenin ekonomik durumu da tazminatın belirlenmesinde dikkat edilmesi
gereken bir diğer husustur. Her ne kadar
zarar verenin ekonomik durumu doğrudan manevi tazminatın belirlenmesinde etkili
olmasa dahi hâkim zarar verini yoksulluğa düşürmeyecek şekilde manevi tazminatı
belirleyecektir.
4.3 Zarar görene ilişkin faktörler
Zarar
görenin söz konusu olayın gerçekleşmesindeki kendi kusuru olup olmaması, yaşı,
cinsiyeti, mesleği, statüsü ve bedensel yatkınlığı manevi tazminatın
belirlenmesinde etki eden bir diğer faktörlerdendir.
5- Paranın Satın Alma Gücü
Yargıtay
yerleşik içtihatlarında, manevi tazminatın tatmin duygusunu yaratacak tutarda
olmasının yanı sıra o dönemdeki şartlar ile paranın alım gücü ve değerini de manevi
tazminatı belirlerken dikkate almaktadır.
Stj. Av. Gülsüm ESER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.