Tapu sicilinin tutulmasının bir zarar yarattığı durumlarda oluşan zararlardan devlet sorumlu olacaktır. Kanun koyucu TMK. m.1007’de bunu açıkça belirtmiştir. Bu esasa dayanan davalarda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Numaralı protokol m.1’i de dayanak olarak göstermek mümkündür.
19 Şubat 2024 Pazartesi
YABANCI MAHKEME KARARLARININ TANINMASI VE TENFİZ DAVASI
Egemenlik, bir devletin ülkesi üzerindeki yetkilerinin tümünü ifade eder. Bu yetkilerin kullanımı belirli erkler arasında paylaştırılabilir. Bu yetkilerden biri olan yargılama yetkisi Anayasamıza göre, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. Egemenlik gücünün doğrudan uzantısı olan yargılama yetkisinin, yabancı ülke kararları ile kesiştiği noktada ise bizi tanıma ve tenfiz başlıkları karşılar.
ADLİ KONTROL UYGULAMASI
Ölçülülük ilkesi uyarınca, tutuklama yoluna başvurmayı gerektirmeden sonuç almanın mümkün olabileceği durumlar vardır. Tutuklama, özgürlüğü kısıtlayıcı bir durumdur. Bu durumda tutuklamaya başvurmaya gerek kalmadan sonuç alınabilir ise Adli Kontrol tedbiri uygulanabilir.
5 Şubat 2024 Pazartesi
DENİZ YOLU İLE YOLCU TAŞIMA SÖZLEŞMESİ
1974 tarihli “Denizde Yolcu ve Bagajların Taşınmasına dair Atina Sözleşmesi” ile birlikte denizde yolcu taşıma konusunda uluslararası alanda ilk düzenleme resmi anlamda yapılmıştır. Bu sözleşme 28.04.1987 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. İlerleyen süreçlerde bu sözleşmenin istenilen düzeyde beklentileri karşılayamaması sonucunda 2002 tarihli Ek Protokol çerçevesinde en son metin olarak “2002 Yolcuların ve Bagajlarının Deniz Yoluyla Taşınmasına dair Atina Sözleşmesi” şeklinde isimlendirilerek kabul edilmiştir. Bu sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih 23.04.2014 olmuştur.
KAT MÜLKİYETİNİN DEVRİ MECBURİYETİ
Kat mülkiyetinin devri mecburiyeti, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 25.maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup hükümdeki temel amaç, mülkiyet hakkını toplum yararına aykırı kullanan kişinin ortak yaşamdan çıkarılmasıdır. Söz konusu yasa; uymakla yükümlü olduğu borç ve yükümü yerine getirmeyen ve bu nedenle diğer kat maliklerinin haklarını çekilmez hale gelecek ölçüde ihlal eden bağımsız bölüm maliklerine bir yaptırım uygulamaktadır. Bu yaptırım bağımsız bölümün mülkiyetinin kat maliklerine devredilmesidir.
YENİDEN İNŞA VEYA İMAR NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI (TBK m. 350/2)
Günümüzde kira ilişkisinden doğan uyuşmazlıklar giderek artmakta, bildirim yoluyla kira sözleşmesine son veremeyen kiraya verenler dava yoluna başvurmayı tercih etmektedir. Konut ve çatılı işyeri kiralarında dava yoluyla sona erme nedenlerinden biri olan yeniden inşa veya imar TBK m. 350/2’de düzenlenmektedir.
İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI (TBK m.350)
Kiraya veren, kiralanan için kendi ihtiyacı oluşması sebebiyle kiracının tahliyesini talep etme hakkına sahiptir. Bu tahliye talebi yalnızca kendi ihtiyacı sebebiyle değil, kiraya verenin eşi, altsoyu, üstsoyu ya da kanunen bakmakla zorunlu olduğu kişilerin ihtiyaçları halinde de istenebilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 350. maddesinde ele alınan bu düzenlemeye ihtiyaç nedeniyle tahliye davası denir.