Günümüzde kira ilişkisinden doğan uyuşmazlıklar giderek artmakta, bildirim yoluyla kira sözleşmesine son veremeyen kiraya verenler dava yoluna başvurmayı tercih etmektedir. Konut ve çatılı işyeri kiralarında dava yoluyla sona erme nedenlerinden biri olan yeniden inşa veya imar TBK m. 350/2’de düzenlenmektedir.
“Kiralananın yeniden
inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi
gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli
süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya
ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen
sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava
ile sona erdirebilir.”
Burada
dikkat edilmesi gereken husus, her tadilatın TBK m. 350/2 uyarınca tahliye
davasının konusunu oluşturamayacağıdır. Yeniden inşa nedeniyle tahliyenin şartları
hem Türk Borçlar Kanunu’nda hem de içtihatlarda yer bulmaktadır.
1. Kiralananın yeniden inşa veya imarı
amacıyla yapılacak esaslı tadilatının gerekli olması (esaslı onarımı,
genişletilmesi ya da değiştirilmesi)
Kiralananda
yapılacak yeniden inşa veya tadilat esaslı ve gerekli olmalıdır. Keşif,
bilirkişi incelemesi ve mahkemenin takdiri ile tadilatın esaslı olup olmadığı
değerlendirilecektir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre harap haldeki
taşınmazın yıkılıp baştan inşa edilmesi, taşınmaza sonradan asansör veya banyo
eklenmesi, iş hanı olarak kullanılan taşınmazın otele çevrilmesi gibi durumlar esaslı
tadilat kabul edilirken taşınmazın iç bölümlerinde değişiklik yapılması, balkon
kapatılması, depreme dayanıklılığı artırmak için güçlendirme amaçlı hazır beton
dökülmesi gibi tadilatlar esaslı kabul edilmemektedir.
2. Yeniden inşa veya imar amacıyla
yapılacak tadilat sırasında kiralananın kullanımının imkânsız olması
Kiralananın
kullanımının imkânsız olup olmadığı her somut olay özelinde ayrı
değerlendirilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken kiralananın kullanımının imkânsız
olduğu her durumda tahliye kararı verilmeyeceğidir, zira bu imkânsızlık geçici
süreli ise geçici tahliye kararı verilebilmektedir. Yerleşik Yargıtay
içtihatlarına göre de yapılmak istenen tadilatın geçici tahliye gerektirip
gerektirmediği, ikametin fennen mümkün olup olmadığının belirlenmesi sonucuna
göre bir karar verilmesi gerekmektedir. (6. Hukuk Dairesi 2014/7869 E.,
2014/9778 K.)
3. Yeniden inşa veya imara ilişkin
onaylı projenin mahkemeye sunulmuş olması
Bu
şart kanun ile düzenlenmese de yerleşik Yargıtay içtihatlarında yer almakta ve
esaslı tadilat nedeniyle tahliye davalarında zorunlu görülmektedir. Bu hususun
zorunlu görülmesinin nedeni kiraya verenin gerçek olmayan yahut basit tadilat
gerekçeleri ileri sürerek kiracısını tahliye etmesine engel olmak, başka
deyişle kiracıyı korumaktır. Söz konusu proje belediyece tasdikli mimari veya
avan proje olmalıdır, dava sırasında bilirkişi marifetiyle projenin uygulama
kabiliyeti değerlendirilecektir. İlgili projenin dava açıldığı esnada sunulması
zorunlu olmayıp, yargılama devam ederken de sunulabilir.
TBK
m. 355/2’te yeniden inşa veya imar nedeniyle tahliye edilen taşınmazı yeniden
kiralama yasağı yer almaktadır. İlgili maddede taşınmazın tadilat öncesi
eski hali ile 3 yıl geçmedikçe başkasına kiralanamayacağı belirtilmektedir. Tadilat
sonrası yeni haliyle ise önceki kiracının kiralama konusunda öncelik hakkının
bulunduğu, bu öncelik hakkının kiraya veren tarafından yazılı bildirim yolu ile
eski kiracısına bildirilmesi gerektiği, eski kiracının ise bir ay içinde
öncelik hakkını (kullanacaksa) kullanması gerektiği, öncelik hakkı sona
erdirilmedikçe yine 3 yıl geçmeden taşınmazın başkasına kiralanamayacağı
düzenlenmektedir.
Kiraya
veren bu hükümlere aykırı davranması durumunda eski kiracısına son kira yılında
ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle
yükümlüdür.
Kiralama
yasağı yalnızca tahliye davası sonucu verilmiş tahliye kararı sonucu tahliye
edilen taşınmazlarda söz konusu olacaktır. Kendi rızasıyla yahut kiraya verenle
anlaşarak kiralananı tahliye eden eski kiracı yeniden kiralama yasağına
dayanarak tazminat talep edemeyecektir.
TBK
m. 350/2 uyarınca açılacak tahliye davalarında görevli mahkeme sulh hukuk
mahkemesi, yetkili mahkeme kiralananın bulunduğu yer mahkemesidir.
Son
olarak dikkat edilmesi gereken husus tahliye davasının süresinde açılmasıdır.
Yukarıda sayılan tüm şartlar sağlanmış olsa bile süresinde açılmayan dava
reddedilecektir. Yeniden inşa veya imar nedeniyle tahliye davası belirli süreli
sözleşmelerde kira süresinin sonunda 1 ay içinde, belirsiz süreli sözleşmelerde
kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için
öngörülen sürelere uyularak (her 6 aylık dönemin bitiminden en az 3 ay önce
fesih bildiriminde bulunarak) belirlenecek tarihten başlayarak 1 ay içinde açılmalıdır.
01/09/2023 tarihinde yürürlüğe giren 7. Yargı Paketi ile kira ilişkisinden
kaynaklanan uyuşmazlıkların zorunlu arabuluculuğa tabi hale getirildiği,
tahliye davası açılmadan önce arabulucuya başvurarak düzenlenecek anlaşamama son
tutanağı sonrasında dava açılması gerektiği hususu unutulmamalıdır.
Stj. Av Dilara TURFANDA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.