Geçtiğimiz yıllarda teknoloji kullanımının giderek artması ve dijitalleşme çağıyla beraber bu teknolojinin hayatımızdaki rolünün fazlalaşması, işleyişin hızlanması ve insan eliyle yapılabilecek hataların azaltılması hususunda oldukça önemli ve gerekli bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun bir sonucu olarak bilgisayar kullanımı ile beraber bilgisayar üzerinde tutulmasında herhangi bir sakınca bulunmayan kayıt edilmesi gereken olgular bilgisayar içerisindeki programlar sayesinde kayıtlı bir şekilde elde bulundurulmaktadır.
Günlük yaşantımızda çoğunlukla
kullandığımız excel ve word benzeri (bu uygulamaların sayısı günümüzde bir
hayli fazladır) uygulamalar sayesinde kayıt edilmesi gereken veya planlanan
veriler elektronik ortamda bilgisayarların kütüklerine işlenmiş bulunurlar.
Hukuki olarak baktığımızda bu verilerin orijinallerinin mutlak suretle
saklanması ve korunması yapılacak olan incelemelerin ise kopyalanmış veriler
üzerinden yapılması gereklidir.
CMK m.134’e göre, “(1) Bir suç
dolayısıyla yapılan soruşturmada, somut delillere dayanan kuvvetli şüphe
sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde etme imkanının bulunmaması
halinde, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı
tarafından şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile
bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya
çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin haline getirilmesine karar
verilir.”
“(2) Bilgisayar, bilgisayar programları ve bilgisayar
kütüklerine şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi veya gizlenmiş
bilgilere ulaşılamaması ya da işlemin uzun sürecek olması halinde çözümün
yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için, bu araç ve gereçlere el
konulabilir.”
“(3) Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine el koyma işlemi
sırasında, sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılır.” Dijital verilerin kaydedilmesinde
kullanılan CD, flash bellek ve benzeri tüm cihazlar “delil” olmak suretiyle
kullanılabilirler. Her halükârda bu verilerin kullanılabilmesi kanuna aykırı
olarak elde edilmiş olmamalarına bağlıdır.
Teknolojinin devam eden gelişimini
ve şu an da geldiği noktayı göz önüne aldığımızda eski usul yöntemlerin de
yeteri kadar faydalı olamayacağı gerçektir. Bu sebeple siber suçlarla mücadele
eden kişilerin teknolojinin gelişimini ve dikkat edilmesi gereken hususları iyi
bilmeli ve kendilerini geliştirmelidirler.
Servis sağlayıcılar hâkimin vermiş
olduğu karar sonrasında sağlayıcıdan hizmet almış olan kişiye dair, posta
adresi, kimlik vb. bilgileri hizmetin sağlandığı süredeki ayrıntıları ile
birlikte Devlete bildirmek zorunda bırakılmıştır.
Bilgisayarda arama yapabilmek için
makul şüphenin varlığı halinde o bilgisayarda delil olabilmesi beklenen
verilerin bulunabileceğine inanmak gerekir. Bununla birlikte yapılmış olan
aramalarda ele geçirilen kişisel verilerin tamamının açılmaması şeklinde, bir
arama metodu kullanılmalı ve bu araştırmanın konunun uzmanı olan biri veyahut
bir bilirkişi tarafından yapılması gerekmektedir. Teknolojik aletlerde arama
yapabilmek için bazı olguların bulunması gerekmektedir. Başka bir şekilde delil
bulunamaması, hâkimin vermiş olduğu karar, kuvvetli şüphe sonucu soruşturma
evresinin başlayıp, kovuşturmaya geçilememesi gibi koşulların varlığı halinde
teknolojik aletler üzerinde verilerin aranması yapılabilecektir. CMK
m.134/2’nin son cümlesinde, “Şifrenin çözümünün yapılması ve gerekli
kopyaların alınması halinde, elkonulan cihazlar iade edilir.” şeklinde
belirtilmiştir.
Bilgisayar Verisinin Delil Olmasının 11 Koşulu
1.
Kişinin
bu bilgisayarı gerçekten kullanıp kullanmadığı,
2.
Bilgisayarın
güvenilebilir bir bilgisayar olup olmadığı,
3.
Bilgisayar
belli bir ofiste bulunmakta ise bu bilgisayara veri eklemek, bilgisayarda
çalışmak isteyen kişilerin uyacakları belli kurallar bulunup bulunmadığı,
4.
Bilgisayarın
içerisinde bilgisayarın hatasız çalışmasını ve yapılabilecek hataları teşhis
etmeyi sağlayacak teknik donanım bulunup bulunmadığı: Bu hususta yapılan
değişikliklerin “log” olarak kayıt altına alınıp alınmadığı, yedeklemenin hangi
aralıklara, nasıl yapıldığı ve bilgisayara girilen verilerin düzenli olarak
denetlenip denetlenmediği gibi hususlarda tanık dinlenilmesi gerekmektedir,
5.
Bilgisayarın
tamirden geçip geçmediği, bozuklukları varsa, giderilip giderilmediği,
6.
Tanığın
bilgisayarın içinde mevcut olan belirli bir veriyi ekrandan bizzat kendisinin
okuyup okumadığı,
7.
Tanığın
ekrandan çıktı alarak okuması halinde, bu çıktıyı almaya yetkili olup olmadığı,
8.
Tanığın
çıktıyı alıp okuduğu veya ekrandan okuduğu sırada bilgisayarın düzenli çalışıp
çalışmadığı,
9.
Çıktı
söz konusu ise duruşma sırasında tanığa daha evvel okuduğu çıktıdan oluşan
delilin gösterilip, daha önce gördüğü belge ile bunun aynı olup olmadığının
sorulup sorulmadığı,
10. Tanık belgenin daha evvel okuduğu veya gördüğü belge olduğunu söylerse, evvelki belgeyi duruşma salonunda tanımasına neden olan, hatırlamasına sebebiyet veren özelliğin ne olduğu,
11. Tanık çıktıda yer alan bazı farklı işaretleri veya kelimeleri hatırladığını söylerse, tanığa bu şekil veya terimlerin ne anlama geldiğini bilip bilmediği sorularak, mahkemenin ileri sürülen bilgisayar verisini delil olarak kabul edip etmemesi konusunda bir karar vermesinin sağlanması amaçlanmıştır.
Stj. Av. Batın ÇEBİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.