Hukuk 101’ e hoş geldiniz. Normlar hiyerarşisi kavramı, hukuk fakültenin ilk yılında karşımıza çıkıyor ve belki de fakültenin sonuna kadar aklımızda kalan en temel kavramlardan biri oluyor. Ünlü hukukçu Hans Kelsen tarafından sistematikleştirilen bu kavramı bugün beraber ele alacağız.
İlk
olarak hiyerarşi kelimesinin kökenine bakalım. Eski Yunancaya dayanan bu kelime
‘kutsal, aziz’ ve ‘baş olmak, yönetmek’ sözcüklerinin birleşiminden
oluşmaktadır. Günümüzde ise ‘önem sırası, astlık ve üstlük, aşama gözetilerek
yapılan sınıflama’ anlamlarını taşımaktadır. Norm ise sözlükte ‘kural olarak
benimsenmiş, yasaya uygun durum’ ve ‘kural, kanun’ olarak açıklanmaktadır. Peki
bir bütün olarak normlar hiyerarşisi ne demektir?
Hukuk
düzeni kendi içinde pek çok yazılı ve yazısız hukuk kuralı içerir. Tüm bu
kurallar arasında bütünlük sağlanması ve düzen içinde olmaları gerekir. Bu
yüzden bu kurallar kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturarak, alt alta bir
düzende sıralanır. Kitaplarda gördüğümüz o meşhur piramit şeklini alır. Her bir
basamakta yer alan hukuk kuralı, geçerliliğini kendisinin üstündeki hukuk
kuralından alır ve ona aykırı olamaz. Böylece kurallar kendi içinde tutarlı bir
bütün oluşturur.
1982 Anayasasında Normlar
Hiyerarşisi
Hukuk sistemimizde normlar
hiyerarşisine dair ilk bakacağımız düzenleme Anayasa’nın 11’inci maddesinde yer
almaktadır. Buna göre ‘Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı
organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel
hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.’ Bu maddeyle
anayasanın diğer kanunlar üzerindeki bağlayıcılığı ve üstünlüğü ortaya
konulmuştur.
Bir alt basamakta usulüne göre yürürlüğe konulmuş, temel
hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla karşılaşırız.
Ardından ise sırasıyla kanunlar, diğer milletlerarası
antlaşmalar, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, yönetmelikler ve diğer adsız
düzenleyici işlemler (tebliğ, genelge) gelir.
Normlar Hiyerarşisi ve Yaptırım
Normlar
hiyerarşisinin ne olduğunu anladık ve üstte yer alan piramite bakarak kendi
hukuk sistemimizin oluşturduğu hiyerarşiyi de gördük. Burada aklımıza başka bir
soru gelmeli, o da şu ki hiyerarşiye uymamanın yaptırımı nedir?
Alt basamakta bulunan bir kural, üst basamakta yer alan
kurala aykırı olamaz. Aralarında bir çelişki mevcutsa üst basamaktaki
uygulanır. Kısaca üst kanun, alt kanunları ilga eder (Lex superior derogat legi
inferiori).
Sonuç
Peki günümüzde normlar hiyerarşisine aykırı durumlar
yaşanmıyor mu? Hiyerarşinin en tepesinde bulunan Anayasa tarafından düzenlenen
ve korunan normlara, alt normlar tarafından aykırı düzenlemeler getirilmiyor
mu?
Normlar hiyerarşisini değişime zorlayan pek çok hukuksal
durum yaşanıyor. Bunların en temel olanları uluslararası hukuk normları ile iç
hukuk normları arasındaki hiyerarşi yorumu, olağan üstü cumhurbaşkanı
kararnameleri ile kanunlar arasındaki hiyerarşi yorumu, Anayasa ile
milletlerarası sözleşmeler arasındaki hiyerarşi yorumu…
Hukukun; canlı sürekli gelişen, değişen ve farklı
yorumlanabilen bir yapıya sahip olması doğal olarak uyuşmazlıkların ortaya
çıktığı bir ortamı yaratabiliyor. Bir hukukçu olarak bu çatışmanın olumsuz bir
durum değil aksine en iyinin ortaya çıkması veya zaten olması gerekeni tekrar
kavrayarak ona dönülmesi yolunda etkili bir pratik olduğunu düşünüyorum.
Yazıyı Hans Kelsen ’in bir sözüyle sonlandıralım.
‘Eğer olması gerekenin yarattığı mutlak değerin belirlenmesi
için bilime müracaat edecek olursanız, öğreneceğiniz tek şey yapmanız gereken
şeyi yapmanız gerektiği olacaktır.’
Deniz Ekin BAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.