Yasadışı faaliyetlerin sonucunda, yapılan iş karşılığı elde edilmiş olan gelir (para, mal veya çeşitli değerler) kara para olarak ifade edilebilir. Tüm dünyada yasadışı yollar kullanılmak suretiyle çok büyük paralar kazanılmaktadır. Bu gelir yönteminin kaynağını çoğunlukla insan ticareti (yoğunlukla kadın ve çocuklar), silah kaçakçılığı, uyuşturucu vs. olarak belirtebiliriz. Ancak kara parayı sadece bu tarz fiiller sonucu elde edilen gelirlerle açıklamak tam anlamıyla kara parayı açıklamakta yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda gelir elde edilen iş, başlangıcında tamamen kanuni bir şekilde devam ederken ilerleyen süreçte sahte faturalar düzenlemek suretiyle ya da elde bulunan kopyaların değiştirilmesi sonucu devlete ödenmesi gereken verginin çok daha azının ödenmesi yani vergi kaçakçılığı yoluyla elde edilen gelir fazlalığı da kara para suçunun konusunu oluşturmaktadır.
Dünyada kara para ile alakalı
olarak düzenlenen ilk kapsayıcı ve bağlayıcı düzenleme
10 Haziran 1991 tarihinde, 90/308 sayılı konsey direktifi ile mali sistemin
kara para aklanması amacıyla
kullanılmasının önlenmesine yönelik düzenlemedir. Bu direktifle kara
para “uyuşturucu maddelerle ilgili
faaliyetlerden ve bu faaliyetlere iştirak edilmesinden elde edilen her türlü
kazançtır” şeklinde tanımlanmıştır.
Kara para ile alakalı yola bu şekilde çıkılmış ve günümüze kadar gelen süreçte
yapılan değişiklikler ile kapsamı epey genişletilmiştir.
Yukarıda da bahsedilmiş bulunan
kriminal faaliyetler sonucu elde edilen kara
paranın incelemeye takılmaması veya
tabiri caizse sorun çıkarmaması için aklanması yoluna gidilmektedir. Genel olarak bu faaliyetler sonucu elde
edilen kazanımın nakit olması sebebiyle kolaylıkla ve seri bir şekilde
kullanılabilecek hale gelmesi
için kara paranın aklanması
yoluna başvurulur. Kara paranın kaynağı belli
edilmeden elde edilen paraya meşru bir görünüm
kazandırma hareketidir.
Günümüzde
fazla miktardaki, nakit para, kredi kartı, çek gibi ödeme yöntemlerinin
gelişmiş olması ve sıklıkla kullanılması sebebiyle oldukça
dikkat çekici bir durum oluşturmaktadır. Bunun
sonucunda para sistem içine sokulmaya çalışılacak yahut yurt dışına
paranın aktarımı sağlanarak sistemden çıkarılması denenecektir. Farklı ve aşırı miktarlarda yapılan işlem hareketleriyle para kaynağının
illegal olduğunun anlaşılmasının önüne geçilmeye çalışılır. Tüm bu yapılanların
devamında artık en kolay kısma
gelinir yani elde edilen kara para ile yatırım yapılması durumudur. Bu şekilde paranın
takibi imkansıza yakın
olacaktır.
Bu yolların
kullanılması için farklı yöntemler kullanılmaktadır. Ülkelerin sınırlamalarına takılmamak için takip sınırı olan işlem ücretinin altında
olacak şekilde işlemler
yapmak, işlem yapılırken başkalarının isimlerinin kullanılması, paravan, göstermelik şirketlerden yararlanma gibi yollarla
kara paranın aklanması yöntemi uygulanmaktadır.
Kara
para günümüzde terör örgütlerinin finanse edilmesinde kritik bir rol
üstlenmektedir. Uyuşturucu terör
örgütleri için çok büyük gelir kaynağıdır. Kara para yoluyla
aklanan uyuşturucu gelirleri terör
örgütlerinin kan akıtmasını ve güçlenmesi sonucunu meydana getirmektedir. Bir
diğer açıdan kara para aklanmasının
artması ülke ekonomisine zararlar verir. Fiyatlarda dalgalanmalara sebep olma potansiyeli yüksektir.
Türk
hukukunda kara para suçu düzenleme alanı bulmuştur. TCK m. 282’de ilgili durumlara
yer verilmiştir:
TCK m.282/1: Alt sınırı altı
ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini, yurt dışına
çıkaran veya bunların
gayrimeşru kaynağını gizlemek
veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda
kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tabi tutan kişi, üç yıldan
yedi yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
TCK
m.282/2: Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu
oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek
satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan
beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
TCK m.282/3: Bu suçun kamu görevlisi tarafından
veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından
bu mesleğin icrası sırasında
işlenmesi halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında
arttırılır.
TCK m.282/4: Bu suçun, suç işlemek için teşkil
edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde,
verilecek ceza bir kat arttırılır.
TCK m.282/5:
Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
TCK
m.282/6: Bu
suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele
geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu
yeri yetkili makamlara haber vererek
ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunamaz.
Stj.
Av. Batın ÇEBİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.