11 Aralık 2023 Pazartesi

KARA PARANIN AKLANMASI SUÇU

 

    Yasadışı faaliyetlerin sonucunda, yapılan iş karşılığı elde edilmiş olan gelir (para, mal veya çeşitli değerler) kara para olarak ifade edilebilir. Tüm dünyada yasadışı yollar kullanılmak suretiyle çok büyük paralar kazanılmaktadır. Bu gelir yönteminin kaynağını çoğunlukla insan ticareti (yoğunlukla kadın ve çocuklar), silah kaçakçılığı, uyuşturucu vs. olarak belirtebiliriz. Ancak kara parayı sadece bu tarz fiiller sonucu elde edilen gelirlerle açıklamak tam anlamıyla kara parayı açıklamakta yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda gelir elde edilen iş, başlangıcında tamamen kanuni bir şekilde devam ederken ilerleyen süreçte sahte faturalar düzenlemek suretiyle ya da elde bulunan kopyaların değiştirilmesi sonucu devlete ödenmesi gereken verginin çok daha azının ödenmesi yani vergi kaçakçılığı yoluyla elde edilen gelir fazlalığı da kara para suçunun konusunu oluşturmaktadır.

            Dünyada kara para ile alakalı olarak düzenlenen ilk kapsayıcı ve bağlayıcı düzenleme 10 Haziran 1991 tarihinde, 90/308 sayılı konsey direktifi ile mali sistemin kara para aklanması amacıyla kullanılmasının önlenmesine yönelik düzenlemedir. Bu direktifle kara para “uyuşturucu maddelerle ilgili faaliyetlerden ve bu faaliyetlere iştirak edilmesinden elde edilen her türlü kazançtır” şeklinde tanımlanmıştır. Kara para ile alakalı yola bu şekilde çıkılmış ve günümüze kadar gelen süreçte yapılan değişiklikler ile kapsamı epey genişletilmiştir.

       Yukarıda da bahsedilmiş bulunan kriminal faaliyetler sonucu elde edilen kara paranın incelemeye takılmaması veya tabiri caizse sorun çıkarmaması için aklanması yoluna gidilmektedir. Genel olarak bu faaliyetler sonucu elde edilen kazanımın nakit olması sebebiyle kolaylıkla ve seri bir şekilde kullanılabilecek hale gelmesi için kara paranın aklanması yoluna başvurulur. Kara paranın kaynağı belli edilmeden elde edilen paraya meşru bir görünüm kazandırma hareketidir.

          Günümüzde fazla miktardaki, nakit para, kredi kartı, çek gibi ödeme yöntemlerinin gelişmiş olması ve sıklıkla kullanılması sebebiyle oldukça dikkat çekici bir durum oluşturmaktadır. Bunun sonucunda para sistem içine sokulmaya çalışılacak yahut yurt dışına paranın aktarımı sağlanarak sistemden çıkarılması denenecektir. Farklı ve aşırı miktarlarda yapılan işlem hareketleriyle para kaynağının illegal olduğunun anlaşılmasının önüne geçilmeye çalışılır. Tüm bu yapılanların devamında artık en kolay kısma gelinir yani elde edilen kara para ile yatırım yapılması durumudur. Bu şekilde paranın takibi imkansıza yakın olacaktır.

          Bu yolların kullanılması için farklı yöntemler kullanılmaktadır. Ülkelerin sınırlamalarına takılmamak için takip sınırı olan işlem ücretinin altında olacak şekilde işlemler yapmak, işlem yapılırken başkalarının isimlerinin kullanılması, paravan, göstermelik şirketlerden yararlanma gibi yollarla kara paranın aklanması yöntemi uygulanmaktadır.

        Kara para günümüzde terör örgütlerinin finanse edilmesinde kritik bir rol üstlenmektedir. Uyuşturucu terör örgütleri için çok büyük gelir kaynağıdır. Kara para yoluyla aklanan uyuşturucu gelirleri terör örgütlerinin kan akıtmasını ve güçlenmesi sonucunu meydana getirmektedir. Bir diğer açıdan kara para aklanmasının artması ülke ekonomisine zararlar verir. Fiyatlarda dalgalanmalara sebep olma potansiyeli yüksektir.

                Türk hukukunda kara para suçu düzenleme alanı bulmuştur. TCK m. 282’de ilgili durumlara yer verilmiştir:

TCK m.282/1: Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tabi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

TCK m.282/2: Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TCK m.282/3: Bu suçun kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında arttırılır.

TCK m.282/4: Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat arttırılır.

TCK m.282/5: Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

TCK m.282/6: Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunamaz.

 

 

Stj. Av. Batın ÇEBİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.