Hizmet
tespiti davası sigorta bildirimi yapılmayan ve sigorta primi yapılmadan ya da
sigorta primi eksik yatırılan işçinin bu durumu öğrenmesi üzerine sigortasız
çalıştığı dönemlerin sigortalı hale getirilmesi için açılan davadır.
Hizmet tespiti davasında ispat yolu olarak davacı tarafından iş sözleşmesine bağlı çalışıldığının kanıtlanması yoluna gidilir. Ancak yapılmış olan iş sözleşmesinin sigortalı çalışmaya uygun işlerden olması gerekmektedir.
Hizmet
tespiti davasını işçi veya işçinin mirasçıları açabilir. Dava, işveren ve
Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı açılır. Hizmet tespiti davasında görevli
mahkeme iş mahkemesidir. İş mahkemesinin bulunmadığı yerlerde asliye hukuk
mahkemelerinde iş mahkemesi sıfatıyla dava açılır.
Hizmet
tespiti davasının hizmet süresinin sonundan itibaren 5 yıl içinde açılması
gerekmektedir. Sözü edilen 5 yıl hak düşürücü süre olduğu için bu süreden sonra
açılan davalar incelemeye alınmaz.
Hizmet
tespiti davalarında feragat bir hüküm doğurmaz. Çünkü bu dava kamu düzenini
ilgilendirir.
Hizmet
tespiti davalarında ispat yükümlülüğü HMK’daki genel kurallar gereğince
sigortalı üzerindedir. Ancak yerleşik Yargıtay kararlarında bu davalar kamu
düzenini ilgilendirdiği gerekçesiyle işçiyi korumak amaçlı re’sen araştırma
yükümlülüğü getirmiştir. Bundan dolayı davacı tanık dahil her türlü delille
davasını ispatlayabilir. Fakat bu deliller arasında yemin delili hariç
tutulmuştur. Yazılı veya resmi belge ile ispat edilebilen bir durum tanık
delili ile ortadan kalkmayacaktır.
SGK
ve işveren hizmet süresini ve ücreti kabul etse dahi hizmet tespiti davaları
kamu düzenini ilgilendirdiği için hâkim konuyu re’sen araştırmaya devam eder ve
gerçek durumu tespit eder.
5510
Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 86/8 ”Aylık
prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren
tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tespit edilemeyen sigortalılar,
çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl içerisinde
iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların
mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün
sayıları dikkate alınır.” hizmet süresi tespitinin hesaplanmasını
işlemiştir. Kanunda düzenlenen beş yıllık süre, Yargıtay kararlarıyla hak
düşürücü süre olarak kabul edilmiştir.
Hizmet
tespiti davalarında zorunlu arabuluculuk şartı yoktur. Dava şartı arabuluculuk
olmadığı için sigorta kayıtları yapılmayan veya eksik yapılan işçi doğrudan
dava yoluna başvurabilir.
Stj.
Av. Bilge Sultan BAKİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.