10 Kasım 2024 Pazar

KVKK ve Kişisel Verilerin İşlenmesi Hususu

2010 yılında Anayasa m.20’ye 5982 sayılı Kanunla eklenen fıkrayla, herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerinin korunmasını talep etme hakkı teminat altına alınmıştır. Bireylerin kişisel verileri hakkında hangi hak ve yetkilere sahip oldukları, hangi durumlarda kişisel verilerinin işlenebileceğine hükmedilirken, kişisel verilerin korunmasının usul ve esaslarının kanun ile düzenleneceği öngörülmektedir.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, kişisel veri kavramını, kişisel verilerin nasıl kayıt altına alınacağını ve korunacağını belirlemektedir. Kanuna göre, kimliği belirli ya da belirlenebilecek olan gerçek kişiyle alakalı her türden bilgi kişisel veri olarak kabul edilmektedir. Kanunun ilk maddesinde “amaç”; kişisel verilerin işlenmesinde, başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, bireylerin temel hak ve hürriyetlerini korumak ve bu verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin sorumluluk kapsamlarını, uymaları gereken usul ve esasları düzenlemek olarak ifade edilmektedir.

Öte yandan kişisel veriler 5237 sayılı TCK m.136 kapsamında da “Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme” başlığı altında “Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde koruma altına alınmakta, verilerin korunması hakkının ihlal edilmesi suç kapsamında sayılmaktadır.

Kişisel verileri hukuka aykırı biçimde paylaşma veya ele geçirme; “kişisel verilerin ele geçirilmesi”, “kişisel verilerin başkası ile paylaşılması”, “kişisel verilerin yayılması” şeklindeki seçimlik eylemlerden oluşan seçimlik hareketli bir suç olup bu eylemlerden herhangi birinin hukuka aykırı olarak gerçekleştirilmesi halinde failin cezalandırılması gerekmektedir. Bu suç; bireyin gizli olarak kalması gereken veya herkesçe bilinmeyen kişisel verilerinin haricinde, başkalarınca bilinmesi mümkün olan bireyin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir hale getiren bilgilerinin hukuka aykırı biçimde elde edilmesi, başkası ile paylaşılması ya da yayılması suretiyle meydana gelmektedir.

Kişisel verilerin paylaşılması eyleminden kasıt, fikir veya bilgi içeren şeylerin başkasına iletilmesi ya da bildirilmesidir. Bu seçimlik harekette verilerin hukuka uygun veya aykırı yöntemlerle ele geçirilmiş olmasının bir önemi bulunmamakla, mühim olan paylaşma eyleminin hukuka aykırılığıdır.

Söz konusu suç, şikâyete tabi değildir. Bu sebeple, suçun soruşturulması için şikâyet şartı aranmaz. Herhangi bir biçimde suçun işlenildiğinin öğrenilmesi halinde, savcılık kendiliğinden soruşturma başlatmaktadır.

Kanun’un 8. maddesinde ise “Kişisel Verilerin Aktarılması” başlığıyla kişisel verilerin ilgili kişinin açık rızası olmaksızın aktarılamayacağı ancak m.5/2 uyarınca yeterli önlemler alınmak suretiyle, m.6/3 uyarınca belirtilen şartlardan herhangi birinin bulunması halinde, kişinin açık rızası aranmadan, kişisel verilerin aktarılmasına ilişkin diğer kanunlarda yer alan hükümler saklı kalarak aktarılabileceği hükmü yer almaktadır. Ancak maddenin sınırları ve yeterli önlemlerin alınması hususunda dikkatli olunması gerekmektedir.

Bu hususta emsal olarak bir kargo şirketi çalışanının kargo teslimi sonrasında ilgili kargoyu teslim alan kişinin telefonuna mesaj göndermek suretiyle kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesi hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulu’ nun 2023/845 sayılı, 18.05.2023 tarihli kararı gösterilebilir. Şöyle ki;

Kişi çevrim içi bir alışveriş sitesi üzerinden alışveriş yapmış, sipariş tarihinden bir gün sonra satın aldığı ürünün veri sorumlusu bünyesinde çalışan kurye tarafından ürün kişiye teslim edilmiş, sonrasında kurye alışveriş yapan kişinin cep telefonu numarasına taciz içerikli mesaj göndermiş ve mesajın kurye tarafından gönderildiği kargo şirketi (veri sorumlusu) tarafından teyit edilmiş; akabinde kişi, veri sorumlusunun kendisinin kişisel veri güvenliğini sağlayamadığını, çalışanının kendisini rahatsız ettiğini belirtmiş ve gereğinin yapılmasını talep etmiştir. Alışveriş yapan kişi tarafından kuruma gönderilen belgelerden, söz konusu fiili gerçekleştiren kurye hakkında 5237 sayılı TCK hükümleri uyarınca şikâyette bulunulduğu ve ceza yargılaması neticesinde kuryenin cezalandırıldığı tespit edilmiştir.

Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlendiği iddiası yönünden yapılan incelemede, “6098 sayılı TBK m.66 “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz. Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.” ve 4857 sayılı İK m.2/6-7 “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.” uyarınca veri sorumlusunun söz konusu hukuka aykırı veri işlenmesinde sorumluluk sahibi olduğu değerlendirilmiş, buna rağmen veri sorumlusu vekili tarafından Kuruma iletilen cevap yazısında, söz konusu olayı gerçekleştiren çalışana, kişisel verilerin korunması ve veri güvenliği konusunda eğitim verilmediği ve gerekli bilgilendirmenin yapılmadığı anlaşılmış, haksız eylemi gerçekleştiren şahsın ceza yargılaması esnasındaki ifadeleri incelendiğinde veri sorumlusu bünyesinde geçici olarak çalıştığı beyanının bulunduğu tespit edilmiş, buna rağmen veri sorumlusunun kurye ile aralarında herhangi bir hukuki ilişkinin bulunmadığı beyanının gerçeği yansıtmadığı ve veri sorumlusu tarafından kuryeye gerekli eğitimlerin verilmediği ve kişisel verilerin korunması ile ilgili herhangi bir bilgilendirmenin de yapılmadığı kanaatine varılmıştır. Kişinin kişisel verilerinin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi bakımından yapılan incelemede, KVKK m.7, Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hâle Getirilmesi Hakkında Yönetmelik m.7 ve veri sorumlusunun tabii olduğu ilgili mevzuat hükümleri uyarınca ilgili kişiye ait kişisel verilerin veri sorumlusu kayıtlarına işlenmesinin sebebinin taşıma hizmeti olduğu, hizmetin verilebilmesi ve gönderilerin alıcılara teslim edilebilmesi için kargo alıcılarının ad, soyadı, adres ve iletişim bilgilerinin veri sorumlusu kayıtlarına işlenmesinin gerektiği ve 6102 sayılı TTK gereği fatura ve irsaliyelerin 10 yıl boyunca saklanmasının zorunlu olduğu değerlendirmelerinden hareketle; veri sorumlusunun ilgili kişinin kişisel verisi niteliğinde olan cep telefonu numarasının, KVKK m.5’te öngörülen kişisel veri işleme şartlarına dayanılmaksızın hukuka aykırı olarak paylaştığı, bu kapsamda m.12/1-a kapsamında kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesini önlemek amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli teknik ve idari tedbirleri almadığı kanaatine varılması sebebiyle m.18/1-b kapsamında veri sorumlusu hakkında 250.000 TL idari para cezası uygulanması” şeklinde karara varılmıştır. Verilen karardan da görüleceği üzere, kişisel verilerin aktarımında gerekli önlemlerin alınmaması halinde yalnızca suçu işleyen değil, aynı zamanda önlem alınmasında ve gereken eğitimin verilmesinde gereğini yapmayan veri sorumlusu da sorumlu tutulmuştur. İşbu karar kişisel verilerin korunmasında alınması gereken önlemlerin ne denli önemli olduğunu, bu önlemleri almakla yükümlü kişi ve kişilerin sorumluluklarının ve önlemlerin alınmaması halinde uygulanan cezaların büyüklüğünü de ortaya koymaktadır.

                                                                                                                     

                                                                                                                                      Av. Pınar KUTLU 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.